Sema Mukabelesi – Segâh Mevlevî Âyini

        Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu , 31 Ekim Cumartesi günü Mevlana Kültür Merkezinde Segah Mevlevi Ayin-i Şerifi icra edecek.

31 Ekim 2009 Cumartesi

SEMA

MUKABELESİ

Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin

Segâh Mevlevî Âyini 

Mevlana Kültür Merkezi – Konya

Saat: 21.00

SEGÂH MEVLEVÎ ÂYÎNİ

Güfte: Hz. Mevlânâ

Beste: Buhûrîzâde Mustafa Itrî

BİRİNCİ SELÂM

1.Ey âşık-ı rûy-i tü hezârân âşık
Rû kerde be sûy-i tü hezârân âşık

Tenhâ ne menem âşık-ı rûy-i tü ki hest
Der her ser-i mûy-i tü hezârân âşık

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü  mefâîlün fa‘ [Hezec/Rub.]
[Ey yüzüne binlercesinin âşık olduğu (sevgili)! Binlerce âşık sana yönelmiş. Yüzüne aşık olan sadece ben değilim; saçının her telinde binlerce âşık (var). ]

2.Ey sôfi-i ehl-i safâ ez can bi-gû Allâh hû
V’ey âşık-ı aşk u vefâ ez can bi-gû Allâh hû

Hâhî ki cümle can şevî tâ lâyık-ı cânân şevî
Tü her çi hâhî an şevî ez can bi-gû Allâh hû

Dünyâ rehâ kün din bi-cû dest ez heme âlem bi-şû
Ne an bi-gû ne in bi-gû ez can bi-gû Allâh hû

Vezni: Müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün [Recez]
[Ey safâ ehlinin sûfîsi, ey aşka ve vefâya âşık olan! Can u gönülden Allah Hû de. Tamamen can kesilip sevgiliye layık olmak, her istediğine erişmek istersen can u gönülden Allah Hû de. Dünyayı bırak, dini ara; âlemden elini çek; ne onu de, ne bunu de; can u gönülden Allah Hû de.]
 
3.Men bende-i sultânem sultân-ı cihânbânem
Z’an dem ki ruhaş dîdem şûrîde vü hayrânem

Men ô şüdem ô men şüd ez cân ü dilem ten şüd
Peyveste çirâ bâşed in nâle vü efgânem

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlün mef‘ûlü  mefâîlün [Hezec]

[Ben sultanın, dünya sultanının kuluyum. Onun yüzünü gördüğümden beri şaşkınım, hayranım. Ben o oldum, o da ben. Candan, gönülden bedenim gitti; bu feryad,  figan niçin  çıkıp duruyor?]
 
4.Ey zi hicrân ü firâket âsüman big’rîste
Dil meyân-i hun nişeste akl u cân big’rîste

Cebraîl u kudsiyan râ bâl u perhâ sûhte
Enbiyâ vü evliyâ râ dîdegan big’rîste

Ey dirîğâ ey dirîğâ ey dirîğâ ey dirîğ
Ber çünan çeşm-i ayan çeşm-i güman big’rîste

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]

[Ey ayrılığıyla yeryüzünü de, gökyüzünü de ağlatan (sevgili)! Gönül, kanlar içinde oturakalmış, akılla can, ağlamaya koyulmuş. Cebrail’le meleklerin kanatları  yandı; peygamberlerin gözleri de yaşlar döküyor, erenlerin gözleri de. Ah yazık, eyvah yazık, yazıklar olsun, yazık; öyle bir can gözüne baş gözü, ağlamaya koyulmuş.]

İKİNCİ SELÂM

1.Ey âşıkân ey âşıkân ez âlem-i cân âmedem
Ser der fiken can der taleb cûyâ-yı cânân âmedem

Ey mutribâna ey mutriban savt ez nevâ âverdeem
Çün andelîb ez şevk-i gül her dem gazelhân âmedem

Vezni: Müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün [Recez]
[Ey aşıklar, ey aşıklar, can aleminden geldim. Başım önde, gönül heveste; sevgiliyi  aramaya geldim. Ey mutribler, ey mutribler, Sesim, nevâ makamından çıkıyor. Gülün şevkiyle bülbül gibi hep gazel okuyarak geldim.]

2.Dûş ber dergâh-i izzet kûs-i sultânî zedem
Hayme ber bâlâ-yi dârü’l-mülk-i rabbânî zedem

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]

 
[Dün gece yüce dergâhta padişahlık davulunu çaldım. İlahî pâyitahtın üzerinde çadır kurdum.]

ÜÇÜNCÜ SELÂM

1.Hû zenem ber kudsiyan her şeb zi dil hû hû zenem
Ber cemâl-i Hak heme yâhû ve yâ men hû zenem

Dil çü cây-i Hak büved Hak bâ menest ü men be Hak
Hak be Hak vâsıl şüde ber hîşten hû hû zenem

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]  

[Her gece meleklere gönülden hû hû derim. Hakk’ın cemâline hep hû, yâ hû derim. Gönül Hakk’ın yeri olunca Hak benimledir, ben Hakk ile. Hak Hakk’a kavuşunca, kendime hû hû derim.]

2.Dilâ nezd-i kesî bin’şin ki ô ez dil haber dâred
Be zîr-i an dirahtî rev ki ô gülhâ-yi ter dâred

Bi-nâl ey bülbül-i destan ki zîrâ nâle-i mestân
Meyân-i sahra vü hârâ eser dâred eser dâred

Vezni: Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün [Hezec]

[Ey gönül, gönülden haberi olanla otur; terü taze çiçekleri olan ağacın altına git.  Feryat et, ey destanlar okuyan bülbül; çünkü sarhoşların feryatlan kayalara, mermerlere bile etki eder.]

3.Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur

Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre

Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]

[Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.]

4.Ey aşk-ı tü big’rifte serâpâ-yi dilem
V’ey vasl-ı ruhat geşte temennâ-yı dilem

Ger dâd-ı dil-i sûhte-i men ne-dihî
Ey vây dilem vây dilem vây dilem

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlü feil [Hezec/Rub.]
[Ey aşkı, baştan ayağa gönlümü kaplayan! Gönlümün arzusu, senin yüzünü görmektir. Benim yanık gönlümün hakkını vermezsen vah gönlüme! Vah gönlüme! Vah gönlüme!]

5.Ey geşte fedâ-yi tü serâpâ-yı dilem
Şüd zülf-i çü hindû-yi tü me’vâ-yı dilem

Ger hindu-yi zulf-i tü dilem vâ ne-dihed
Ey vây dilem vây dilem vây dilem

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü mefâîlü feil [Hezec/Rub.]
[Ey baştan ayağa gönlümün fedâ olduğu (güzel)! Simsiyah saçların gönlümün barınağı oldu. Siyah saçlarında gönlüme yer vermezsen vah gönlüme! Vah gönlüme! Vah gönlüme!]

6.Her âh ki ez derd-i dilem mî şinevî
Ez âh-i dilem gerd-i gilem mî şinevî

Ger gûş be hâl-i dil-i men bâz künî
Dâim zi dilem dilem dilem mî şinevî

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feil [Hezec/Rub.]

[Gönlümün derdinden  işittiğin her âhtan toprağımın tozunun (sesini)  duyarsın. Şayet gönlümün haline kulak verirsen, gönlümden “gönlüm gönlüm!” (iniltisini) dinlersin.]

7.Bâ aşk-i tü big’süste per ü bâl-i dilem
N’âmed zi cihan derd nikû fâl-i dilem

Ey cân ü dilem bi-pürs ahvâl-i dilem
Hâl-i dil-i kes me-bâd çün hâl-i dilem

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feil [Hezec/Rub.]

[Gönlümün kolu, kanadı senin aşkınla kırıldı; dert âleminde gönlüme iyi bir fal çıkmaz. Ey canım, ey gönlüm! Gönlümün hâlini bir sor. Kimsenin gönlünün hali benim gönlümün hali gibi olmasın.]

8.Tâ ez ser-i kûy-i tü makâmest me-râ
Der sâgar-ı dîde hun müdâmest me-râ

Ez vasl ü firâk-ı tü künûn âzâdem
Ez tü gam-ı aşk-ı tü temâmest me-râ

Vezni: Mef‘ûlü mefâîlü (mefâilün) mefâîlü feil (mefâîlün fa‘) [Hezec/Rub.]

[Senin sokağının başı benim karargâhım olduğundan beri hep kan var göz kadehimde. Şimdi sana kavuşmaktan da ayrı olmaktan da kurtuldum; senden (gelen) aşk elemi, yeterlidir bana.]

DÖRDÜNCÜ SELÂM

1.Ey âşıkân ey âşıkân an kes ki bîned rûy-i ô
Şûrîde gerded akl-i ô âşufte gerded hûy-i ô

Vezni: Müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün müstef‘ilün [Recez]
[Ey âşıklar, ey âşıklar! Onun yüzünü görenin aklı karışır, huyu değişir.]

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.