Sadreddin Özçimi – Huzur’da Ney Taksimi
Usta neyzen Sadreddin Özçimi, Mevlevi musikisinin önemli eserlerini, Hz. Mevlânâ’nın kabrinin yanı başında icra etti. Bunlar kayıt altına alındı ve Huzur’da Ney Taksimi adlı albümde bir araya geldi. Mevlânâ’nın huzurunda icra edilip kaydedilen ilk albüm olan çalışma-da, Mevlevi bestekârlar Kutbü’n Nâyi Osman Dede Efendi, Hamamizade İsmail Dede Efendi ile Numan Ağa‘nın eserleri yer alıyor.
‘Dinle neyden’ hitabıyla başlar Mesnevî. Mevlânâ’nın yüzyıllar öncesinden yaptığı bu çağrıya, gönül dostları her asırda icabet etti, etmeye devam ediyor. Dinlemekle de kalmıyor, sesi de meydana geliş hikâyesi kadar hisli bu sazı her dem gök kubbede yankılandırıyor. Ney’in asırlar boyunca Mevlevi tekkelerinden derinden derine yayılan sesi, günümüzde pek çok yerde kulaklarımızdan gönlümüze doğru ince bir sızıyla iniyor. Peki bu sesin en derinden hissedildiği yer neresidir? Yapımcı Oya Narin ve neyzen Sadreddin Özçimi, bu soruyu kendilerine sordular. Buldukları cevap ise bu sazı şiirlerinin başına yerleştiren Mevlânâ Celaleddin Rumi’nin huzuru oldu.
Sadreddin Özçimi, Mevlevi musikisinin asırlar öncesinden gelen eserlerini, Hz. Mevlânâ’nın kabrinin yanı başında icra etti ve bunlar kayıt altına alındı. Büyük mutasavvıfın 800. doğum yıldönümünde, Mevlânâ Müzesi’ndeki bu kayıt, “Huzur’da Ney Taksimi” (Lila Müzik) adlı albümü ortaya çıkardı. Mevlânâ’nın huzurunda icra edilip kaydedilen ilk albüm olan çalışmada, Kutbü’n Nâyi Osman Dede Efendi, Hamamizade İsmail Dede Efendi ile Numan Ağa’nın eserleri yer alıyor. Albümün diğer bir ilginç yanı ise kartoneti. Mevlevi müziği ve eserleri icra edilen bestekârlar hakkında kuşatıcı bilgilerin ve Murat Bardakçı’nın bir yazısının bulunduğu broşür de albümle birlikte sunulmuş. Aynı zamanda ebru sanatçısı olan Sadreddin Özçimi’nin bu özel olarak yaptığı ebrular da broşürde kullanılmış.
‘EDEPTEN CESARET EDEMEDİM’
“Huzur’da Ney Taksimi” düşüncesi bundan üç yıl önce şekillenmiş. 1996 yılındaki Şeb-i Arus töreninde, ayinin başındaki ney taksimini Sadreddin Özçimi yapmış. O törende Lila Müzik’in sahibi Oya Narin de bulunuyormuş. Oya Hanım, ertesi gün Özçimi’ye ulaşmanın yollarını aramaya başlamış. Sonunda ulaşmış ve bir albüm yapma teklifinde bulunmuş. Çalışmanın bir orijinalitesi olması için, kaydını ney ile çok ilgili olan bir mekânda yapmak istemişler. Akıllarına Konya’daki Mevlânâ Türbesi gelmiş.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan gerekli izinler alınmış ve Mevlânâ’nın 800. doğum yıldönümünde kayıtlara başlanmış. Kayıtlar dört gece boyunca devam etmiş. Bu özel mekânın kapılarının kendilerine sorunsuz olarak açılmasını, bugüne kadar ney’in manevi itibarını hiçbir zaman zedelemeden hizmet etmesinin bir semeresi olarak görüyor Sadreddin Özçimi. Bu mekânda daha önce böyle bir çalışma yapmaya cesaret edemediğini söyleyen sanatçı, bunun sebebinin Hz. Mevlânâ’ya karşı duyduğu edep hissi olduğunu söylüyor: “İnsan onun karşısına çıkamayacak şekilde ezik ve kötü hissediyor kendisini. Nasıl karşısına çıkarım, yüzüne nasıl bakarım gibi hislerle ve kendimizden kaynaklanan büyük bir baskı altında bu işi yapmaya gayret ettik. Oranın ruhaniyetinden ne kadar faydalanabildiğimi de doğrusu ben ölçemiyorum.”
‘BU NEFES TÜM DÜNYAYA YAYILSIN’
“Huzur’da Ney Taksimi” fikrinin sahibi Oya Narin ise klasik müziği geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlayan müzik firmalarının kataloğunu farklı müzik türleri ile zenginleştirdiğini; bu çalışmanın da kendileri için büyük anlam ifade ettiğini söylüyor. Narin, çalışmanın amacını, “Her alanda kirlilik yaşadığımız bu zamanlarda, aslında içimizde hâlâ yaşayan büyük bir ışık var: Sevgi ve sevginin gücü… İşte bu gücü bize en yoğun biçimde hissettiren Hz. Mevlânâ’nın yolunda yürürken, Sadreddin Özçimi ile karşılaştık ve onun ‘nefes’inden içimizdeki ışığa yaklaşmak istedik.” sözleriyle anlatıyor. Narin, bu “nefes”i daha çok kişiyle paylaşmanın en iyi yolunun, 30 Eylül’de doğumunun 802. yılını kutlayacağımız Mevlânâ’nın türbesinden aksetmesinden geçtiğini belirtiyor.
Ali PEKTAŞ
Kaynak: Zaman
Yazacak bir şey bulamıyorum tek kelime muheteş…