Karcığar Âyin-i Şerîf

Râkım Elkutlu

BİRİNCİ SELÂM

İmrûz çü her rûz harâbîm ü harâb
Megşâ der-i endîşe vü ber gîr rebâb

Sad gûne nemâzest ü rükûast ü sücûd
An râ ki cemâl-i dost bâşed mihrâb

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlü mefâîlü  feûl [Hezec/Rubâî]

Bu gün her günki gibi harâbız, harâb. Düşünce kapısını açma; rebabı (eline) al. Sevgilinin (güzel) yüzünü mihrâb edinen için yüz türlü namaz var, (yüz türlü) rükû’ ve sücûd.

Mâ mest ü harâb ez pey-i ma’şûk-ı elestîm
Mâ mest-i elestîm çü ma’şûk-perestîm

Mestâ-ı harâbîm bi-gû pîr-i harâbât
Tâ bâde bi-yârend ki âşık-ı mestîm

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlü mefâîlü  mefâîl [Hezec]

Biz elest meclisindeki sevgili üğrunda sarhoş ve prişan haldeyiz. Biz sevgiliye taptığımız için elest bezminnin sarhoşuyuz. Biz, harab olmuş sarhoşlarız. Ey harabat piri! Söyle de şarap versinler; çünkü biz sarhoş aşıklarız.

İKİNCİ  SELÂM

Sîmîn-zekanâ seng-dilâ lâle-izârâ
Hüş kün be nigâhî dil-i gam-perver-i mâ râ

İn kâlb-i fersûde ger ez kûy-i tüm â râ
El-kalbü alâ bâbike leylen ve nehârâ

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlü mefâîlü  feûlün [Hezec]

Ey gümüş çeneli, taş yürekli, lâle yanaklı (güzel)! Bir bakışınla gam dolu yüreğimizi sevindir. Bu solmuş beden, senin yurdundan uzak olsa da gece gündüz kalbi senin kapındadır.

ÜÇÜNCÜ SELÂM

An ferîdûn-i cihân-ı ma’nevî
Bes büved bürhân-ı kadreş mesnevî

Men çi gûyem vasf-ı an âlî-cenâb
Nîst peygamber velî dâred kitâb

Vezni: Fâilâtün fâilâtün fâilün [Remel]

O mana aleminin padişahıdır. Kadrinin (yüceliğine) delil olarak mesnevi yeter. O yüce zat hakkında ben ne diyeyim. Peygamber değildir, ama kitabı vardır.

Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur

Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur

Vezni: Müfteilün fâilün müfteilün fâilün [Münserih]

Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp (dergâhına) yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.

Ey kâşif-i esrâr-ı hudâ mevlânâ
Sultân-ı fenâ şâh-ı bekâ mevlânâ

Aşk itmededir hazretine böyle hitâb
Mevlâ-yı gürûh-i evliyâ mevlânâ

Vezni: Mef‘ûlü  mefâîlü mefâîlün fa’ [Hezec]

Ey ilahi sırların kâşifi Mevlana! Fena ve beka sultanı Mevlana! Aşk zatına böyle hitab etmektedir. Veliler topluluğunun efendisi Mevlana!.

Ey maksad-ı âşıkîn olan mevlânâ
Vey neş’e-i mü’minîn olan mevlânâ

Bî-çâreleriz hâlimize rahm eyle
Bîçârelere muîn olan mevlânâ

Vezni: Mef‘ûlü  mefâilün  mefâîlün fa’  [Hezec/Rub.]

Ey aşıkların erişmek istediği, mü’minlerin neşesi olan Mevlana! Biz çaresiz kimseleriz halimize acı, ey çaresizlerin yardımcısı olan Mevlana! .

Aşkast ber âsümân perîden
Sad perde be her nefes derîden

Güftem ki dilâ mübâreket bâd
Der halka-i âşıkân resîden

Vezni: Mef‘ûlü  mefâilün  feûlün [Hezec]

Aşk, göğe doğru uçmak; her nefeste yz perde yırtmaktır. Dedim ki ey gönül, aşıkların halkasına katılman, mübarek olsun.

DÖRDÜNCÜ  SELÂM

Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender dil ü can îmân-ı menî

Der men bi-demî men zinde şevem
Yek cân çi şeved sad cân-ı menî

Vezni: Fa‘lün feilün fa‘lün feilün [Mütedârik]

Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.